10 Ekim 2014 Cuma





KASKETLİ ROMANTİK
Atilla İlhan, 15 Haziran 1925'te Menemen'de doğmuştur. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamlamıştır. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklanmış ve okuldan uzaklaştırılmıştır. Üç hafta gözaltında kalmış ve iki ay hapiste yatmıştır. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kalan yazarımız danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazanmış ve İstanbul Işık lisesine yazılmıştır. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanında Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak almıştır. 1946'ta mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne kaydolmuş üniversite yaşamın da Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başlamış ve 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla yayınlamıştır.
1948  yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitmiş ve  bu harekette faal olarak yer almıştır. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girmiş bu sorgulamalarda ki yaşananları eserlerinde işlemiştir.
1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı soruşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitmiştir.  Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllar olmuştur.  1950'li yılları İstanbul - İzmir - Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başlamıştır. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etse de son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlamıştır.
 Hazırlık dönemi kitapların dan Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür.
Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatmıştır. Bıçağın Ucu,Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşabu seriyi oluşturan romanlardır. Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşe başlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Eselerin de tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Eserlerinde toplumcu, gerçekçi bir bakış açısı sergiler.
Ve an gelir Ahmet İlhan ölür. 11 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı.
Televizyon da efsane haline gelen Kartallar yüksek uçar, yarın artık bu gündür, baykuşların saltanatı en bilen dizleridir.
Ahmet Kaya’nın diller den düşmeyen ‘O mahur beste çalar biz müjganla biz  ağlaşırız’ dizeleri de Atilla İlhanındır.

Evet, o mahur beste çalacak biz de eşlik edeceğiz o mahur besteye, kasketli romantik..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder