26 Kasım 2015 Perşembe

ALDATILDIK MI?

Birileri savaş tamtamlarını çalmaya hazır beklerken, uçak olayı ile tamtamlara vurmaya başladılar.   Ama sahne gerisi ile, sahne önü çok farklı oysa. Sahne önüne çıkan Amerika, Fransa ve Nato temsilcileri gerilimi düşürme mesajları vermekte.  Biz bir kere kabadayılandık aldığımız desteğe dayanarak uçağı vurduk. Ben egemenliğimizi tehlikeye düşüren durumlara cevap vermeyelim demiyorum. Ebette vereceğiz. Ama neden şimdi? Sorusunu sormadan edemiyorum. Yaşanan çok daha başka olaylara ses çıkarmayan biz,  neden şimdi bu davranışı yaptık. Biraz geriye gidip olayları bir hatırlayalım.
·         Bir hafta önce gerçekleşen G-20 zirvesinde Rusya ile sıcak temaslar
·         23 Eylül 2015 Rusya’nın başkenti Moskova da 10 bin kişilik Merkez cami açılışı yapıldı. Bu açılışı devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin gerçekleştirdi. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da katıldı. Tataristan Cumhurbaşkanı Rustem Minnihanov, Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov, İnguşetya ve Dağıstan liderleri ile Müslüman ülkelerden çok sayıda temsilcinin yer aldığı açılış törenine basının, hatta dünyanın ilgisi yoğundu. Erdoğan ve Putin’nin samimi pozları dikkat çekti. Açılış töreninde bir konuşma yapan Rusya Devlet Başkanı Putin de İslamiyet'in Rusya'nın geleneksel bir dini olduğunu, milyonlarca Rus vatandaşının kendisini Müslüman olarak tanımladığını ifade etti. Camii'nin Rusya'nın önemli merkezlerinden biri haine geleceğinden emin olduğunu belirtti. Çok sıcak pozları görsel basından seyrettik..
·         Lozan da verilmeyen 16 ada, Türk toprağı olmasına rağmen, AKP Hükümeti tarafından 2004 yılında işgal ve ilhakına sessiz kalınarak Yunanistan’a alenen verilen 16 ada ve 1 kayalık, Yunanistan Güney Ege bölgesindeki ada sayısını 14 ten 30’a çıkarttı. Ayrıca dönemin Başbakanı Türk Silahlı Kuvvetlerine işgali önlemek için direktif bile vermedi. Yunanistan’a adaların boşaltılması için nota bile gönderilmedi.
İz­mir, Ay­dın ve Muğ­la il sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de bu­lu­nan bu ada­lar­da Yu­nan Bay­ra­ğı dal­ga­la­nı­yor, Yu­nan as­ker­le­ri do­la­şı­yor. İş­gal al­tın­da­ki ada­la­rı­mı­za pa­sa­port ile gi­ri­yo­ruz. Ada­la­rı­mı­zın çev­re­sin­de­ki ka­ra­su­la­rı­mız Yu­nan Sa­hil Gü­ven­lik Bot­la­rı ta­ra­fın­dan her­gün ih­lal edi­li­yor ( Sözcü gazetesinde Mil­li Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı es­ki Ge­nel Sek­re­te­ri Al­bay Ümit Ya­lımın sözleri)  Ege de denizinde 3 mille sınırlandırıldık.
·         Yunanistan’da, 25 Ocak 2015 tarihinde yapılan seçimlerden sonra işbaşına gelen Çipras Hükümeti’in Savunma Bakanı Kammenos, 30 Ocak 2015 tarihinde Kardak Kayalıkları bölgesine helikopter ile gelerek denize çelenk bırakmıştır. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, hava sahası ihlali olmadığı belirtilmiştir.·         IŞİD gibi diğer İslami terör örgütlerinin ve cihatçıların Suriye ye girip çıkmak için Türkiye’yi topraklarını ve sınırlarını kullandıklarını bilmeyen kalmadı. Kendilerini cihatçı olarak kabul eden Suriye muhalifleri Türkiye’nin hastanelerin de tedavi edildi. Basında çarşaf çarşaf resimleri ye aldı.
·         Irağın işgalinden sonra;  22 Ağustos 2003, Telafer Katliamı,  9 Eylül 2004, Telafer Katliamı (yaşanan ikinci katliam),  21 Şubat 2005, Musul Katliamı 24 Eylül 2005, Yengice Katliamı 10 Mart 2006, Karatepe Katliamı,  4 Haziran 2006, Kerkük Katliamı 13 Haziran 2006, Tavuk Katliamı 8 Haziran 2007, Amirli Katliamı 7 Temmuz 2007 katliamları takip etmiştir. Saddam’ın devrilmesinden sonra Musul ve Kerkük teki Türkmenlere yapılan baskılar ve zulümler sonucunda bulundukları yeri terk etmeye zorlanarak demografik yapıyı değiştirmek için Kürtler yerleştirilmiştir. Bu gün ise IŞİD bahane ederek Barzani güçleri Peşmergelerin Kerkük’e girerek şehri ele geçirildiği bilinmektedir. Türk hükümeti bu konuda hiçbir yaptırım uygulamadı aksine Barzani ile kol kola karelere poz verdiler ve ticari anlaşmalar yapıldı.
·         Açılım nedeniyle PKK’nın güçlenmesine, bölgede güvenlik güçlerini istismar edici davranışlara ve saldırılara ses çıkarılmadı. Bu gün ise mücadelede sonuna kadar gidileceği vurgulanıyor.
Yukarıda birkaç madde de ki olaylara bakınca, ülkemizin egemenliğine kastedilen birçok neden varken kayda değer bir yaptırımın yapılmadığı aşikârdır.Ne kadar mantıklı bulursunuz bilemem ama bir kaos ortamı yaratılarak, başkanlık sistemi mi dayatılacaktı, acaba?Tarihte gerek bizi gerekse Rusları destekleyerek bizleri savaşa itseler de, bu gün coğrafyada güçlü iki ülkenin birbirine çok ihtiyacı var. 
Savaşı göze alabileceklerini düşünmüyorum. Bir oyun planlandı ve iyi oyuna geldik.
Aldatıldık değil mi?

10 Kasım 2015 Salı





BİR DÜŞÜNÜN.
Bir Kemal düşünün kalpaklı karlar üstünde.
Bir Kemal düşünün atın üstünde cepheden cepheye koşan.
Bir Kemal düşünün çocuktan daha çocuk, gülüşlerde..
Bir Kemal düşünün albayraklı Edirne'den Kars'a.
Bir Kemal düşünün trenle Hataya yol alırken.
Bir Kemal düşünün zeybek oynarken.
Bir Kemal düşünün bağdaş kurup türkü söylerken.
Sarı saçlı, mavi gözlü bir dev düşünün, Samsun'dan doğan.
Amasya, Erzurum ve Sivas dan yükselen.
Ankara bozkırlarından dünyaya meydan okuyan devin arkasında
bir millet düşünün..
Ölümünde dünyanın ağladığı bir lider düşünün..
Bir insan düşünün, milletiyle var olan.
Bir on kasım düşünün..
Türk milleti Ulu önder Atatürk'ü saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anmaya devam edecek...

























9 Kasım 2015 Pazartesi

dipKöşe: SARAYSIZ BAŞKAN' NIN DİĞER YÖNÜ

dipKöşe: SARAYSIZ BAŞKAN' NIN DİĞER YÖNÜ: Türk Siyasetinde haksız kazançlar ve hırsızlıklar ayyuka çıktığı için mi fakir bir Cumhurbaşkanı’nı  binbir gösterişle karşıladık. Bu dur...

SARAYSIZ BAŞKAN' NIN DİĞER YÖNÜ

Türk Siyasetinde haksız kazançlar ve hırsızlıklar ayyuka çıktığı için mi fakir bir Cumhurbaşkanı’nı 
binbir gösterişle karşıladık. Bu durum gösteriyor ki halk olarak dürüst siyasetçilere ve  siyaseti kazanç, zengin olma, sarayları yaşam yeri  görmeyen, bizim gibi bizden ve vatandaş gibi yaşayan liderlere ihtiyaç var .
            Dünyayı demokrasi ve barış adı altında kan kusturan Emperyalist Amerika’nın başkanı Oboma’yı bir hamburgerci de  yada ışıklarda beklerken yada alışverişte sıraya girdiğini haberlerden dört gözle ve hatta iç çekerek seyrediyoruz yada Uruguay başkanı Mujica ‘yı fakir ve mütevazi yaşamıyla basına günlerce taşıdık. Bavulunu kendi taşıyan, korumasız sıradan insanları gıptayla izledik. Belki de ah nerede bizdekiler dedik,  korumalı, son model zırhlı araçlar, kaç bin dolarlık saatler ve kravatlar, saraylık köşkler, hamamlar, gemiler…diye gider.
            Uruguay başkanının bu özellikleri tamam ama hakkındaki diğer özellikleri vermeliydi  basınımız.
Ha !bende araştırma sonucunda öğrendim. Araştırır iken, ilk Haber Türk’ te Murat Bardakçı’nın yazısına rastladım. Sonra acaba mı? dedim ve araştırmaya devam ettim.
            Evet, Mujican ‘dan başlıklar buyurun sizde okuyun ..
1.      Ermeni soykırımlarını ilk onaylayan Ülke ( 1965)
2.      Uruguay’ da ki Ermeni soykırımını anıtını bizzat açan Mujica ( 24 Nisan 2010)
3.      Ermeni Soykırım 100. Yıl Komitesinin onursal üyeliğini kabul eden (Ocak 2015)
4.      Türkiye için sarf ettiği sözler ‘Türkiye tarihinin karanlık sayfaları ile yüzleşir ve işlediği vahşet suçunu kabul ederek sorunu çözebilir’ .(zekeriyatumer.blogspot.com.tr, www.haber365.com.tr )

Uruguay Yasasına göre (26 Mart 2004 )
Önerge Numarası 17.752
Madde 1. 24 Nisan 1925 katliamın kurbanlarına saygı onuruna ‘’ Ermeni Şehitlerini Anma Günü ‘’ olarak ilan eder.
Madde 2. Uruguay Milli yayın servisi ( SODRE) ve diğer radyo ve televizyon servisleri, bu günde bu olayı tanıma yayınına pay verme görevini taşırlar.

Size sadece birkaç bilgi aktardım. Evet ülkesinde ki mücadelece ruhu ve yaşam şekli takdire şayan lakin bu örnekler beni rahatsız etti. 
Ermeni soykırımını kabul eden bir lidere hayranlık duyamam.
Biz vatan savunması yaptık.