23 Haziran 2012 Cumartesi

Amerika' dan Savaşın Ayak Sesleri Geldi



2008 Yılından itibaren Başbakanın Amerika ziyareti sonucunda toplam elli dört şehidimiz var. Bu şehitlerimizin 8’i sivil, 2’si polis tir.

Bu sırf Amerika gezisi sonucunda verilen şehitlerimiz. Bizler bu güne kadar hiçbir yaptırımda bulunmadık. Eylem faaliyetlerinde bulunan teröristlerin ülkeye Kuzey Irak sınırından girdiği bilgisini sağır sultan bile duydu. Bizim stratejik ortağımız bile sadece hüzün maskesini takıp PKK nın silah bırakmasını gerektiğini yineledi. Bu talebi yineleyen biride Barzani, gereği yapılacak diyen hükümet sadece Barzani ile görüşerek gereğini yaptı. 

Bu kadar verdiğimiz şehidimiz için meşru müdafaa hakkımızı olduğu halde Kuzey Irak giremedik.
Fakat savaş uçağımızın düşürülmesi sonucun da başbakan ayağının tozu ile güvenlik toplantısı yapıyor ve uçağı Suriye’nin düşürdüğü kesinleşiyor ve yapılan açıklama; gerekli adımlar atılacak.
Çok kısa bir süre önce başbakan konuşmasında, Suriye ye müdahale için Natoyu  göreve çağırmış ve Nato ülkelerini  sessiz kalmakla suçlamıştı.

Dış basında tüm haberler uçağın Suriye tarafından düşürüldüğünü yazıyor sadece Rus basını Suriye ye kurulan kalkan sırasında kilitlenerek düştüğü  açıklamasını yapmış.  Savaş uçağımızın Suriye sınırında ne işi var?
Amerika arama çalışmaları için, yardım istendiği takdirde yardım göndereceği açıklamasını yapıyor, inanın gözlerim yaşardı. Terör için verdiğimiz onca şehit için kılı kıpırdamayan Amerika, 2 pilotumuz için yardıma koşuyor. O zaman bunun altında başka bir şey aramak gerekir.

Türkiye bu durumu nasıl değerlendirecek,  eğer Amerika ile görüşmelerinde  Suriye ye müdahale edilmesinde anlaşıldı ise, Türkiye bu durumu güvenliğine yönelik bir tehdit olarak kabul eder ise Natonun diğer ülkelerine yapılmış bir saldırı olarak değerlendirecek  ve  Natonun müdahale hakkını doğurur.  Türkiye önde Nato arkada Suriye ye müdahale ederler. I. Dünya savaşında ki gibi sömürüp coğrafyanın dostu olurlar bizler ise düşman. 1914 yıllarda söylem bağımsızlık ve özgürlüktü şimdi ise özgürlük, demokrasi..

Suriye ye müdahale konusunda bu kadar istekli olan Türkiye,  Natonun  ve Birleşmiş milletlerin yasalarına dayanarak toprak bütünlüğün ve güvenliğin tehlikeye düşmesi durumunda kendini silah kullanmak hakkını kullanarak müdafaa ve müdahale etme hakkını  Kuzey Irak için kullanıp Kuzey Irağa  neden müdahale etmiyor.
Hem Suriye hem de PKK ateşi içinde kalmayalım.  Bizim Suriye ile akrabalığımız var, ne oldu ortak bakanlar toplantısına..
Umarım bu olay savaşın ayak sesleri olmaz…..

Türkan Kebeci
turkankebeci@gmail.com

20 Haziran 2012 Çarşamba

Şehitlerimiz



*CHP  terör sorunun çözümü için hükümet ile görüşmeleri,
*Leyla Zana’nın silahlı eylemlere karşı yaklaşımları
Yaklaşık olarak bir haftada gelişen bu olaylar,  terör sorunun çözüleceğine dair bir umuttu, lakin dün yaşadığımız olay tüm umutlarımızı suya düşürdü.
*Basından elde edilen bilgilere göre 200- 300 kişilik  pkk lı bir grup ile saldırıda bulunuyor,
*Vatan gazetesinin araştırmasına göre başbakanımızın Amerika başbakanı ile görüşmelerinde pkk saldırıların olduğunu,  bu saldırıda G-20 zirvesi için Amerika başbakanı ile Meksika da iken gerçekleşiyor.
HAZİRAN 2004: Erdoğan G-8 Zirvesi için ABD’ye gitti. Başkan Bush ile görüştüğü sırada PKK ateşkesi bozdu.
EKİM 2008: Erdoğan Türkmenistan’daydı. Aktütün Karakolu’nu basan teröristler 15 Mehmetçik’i şehit etti.
ARALIK 2009: Erdoğan ABD’ye gitti. Obama ile görüşmesi öncesi teröristler Tokat Reşadiye’de 7 askerimizi şehit etti.
MAYIS 2010: Erdoğan Güney Amerika’daydı. PKK, İskenderun’da Deniz Komutanlığı’na saldırdı. 6 asker şehit oldu.
NİSAN 2010: Erdoğan Washington’da Obama ile görüştü. Bu sırada teröristler Samsun Ladik’te 2 polisi şehit etti.
EYLÜL 2011: Erdoğan, Arap Baharı turuna çıktı. Teröristler Şemdinli’de düğünü bastı. 2 asker şehit oldu, 3 sivil öldü.
EYLÜL 2011: Erdoğan New York’tayken Kumrular’da 5 sivil öldü. Obama ile görüşürken Siirt’ten 6 şehit geldi.
Bu açıklamaların arkasından;
·         *Çukurca da 40 kişinin hareketi hakkında haber veren hayalet uçaklar, 200 kişinin hareketini belirleyemediler mi?
·         *Stratejik ortağımız istihbarat bilgi aktarımını niye yapmadı.
·         *Gazetenin  açıklaması tesadüf  değilse neden başbakanın Amerika ile görüşmelerine denk geliyor.
·         *PKK ya destek veren Amerika destek vermeyi bıraktı mı?
·         *Rusya’ nın füze denemesi bilgisini İsrail açıklıyor, Kürecikte ki  kalkanın kontrolü bizde ise bu bilgileri neden *İsrail açıklıyor, bizde değilse Amerika bu bilgileri niye bizimle paylaşmıyor da İsrail ile paylaşıyor. Ya da  söz hakkı bizde diye halka  yutturuldu mu.
·         *Belki de bu baskınlarla istenilenlerin daha kolay kabul edilebileceği mi düşünülüyor.
·         *Bu olaylar halkın psikolojisini kırmak için mi, işte istenenlere rıza göstermezseniz canınız yanmaya devam eder demek mi istiyorlar.
·         *Bu olaylarda öne çıkan kişi Suriye asıllı, Suriye ye karşı alınacak tedbirler için zemin mi hazırlanıyor.
·         *Kuzey Irak yönetimi neden pkk lıları barındırıyor. Bu bölgede Barzani Amerika için şimdilik gerekli,  onun için Barzaniyi kırmaya çekiniyormuyuz.
·         *Hükümetle anlaşan chp,   bu konuda ki önerilerini ve çözüm yollarını halka niye açıklamıyor,
*Fakat terörün bitmemesinde ki en büyük engel olarak asker gösterilmeye çalışıldı. Demek ki asker den başka etkili bir güç varmış.  


Falih  Rıfkı Atay, Zeytindağı kitabında Suriye de, Kudüste, Filistinde mücadele eden Cemal paşanın anılarını anlatır. Cemal paşa silah arkadaşları ile Anadoluya geri döner ve çorak Anadolu topraklarını görünce keşke vazifemi buralarda yapabilseydim der ve utanarak trenden inerler bir kadın oğlu Ahmedi sorar. Anadolu anasına Ahmedi ne için harcadığımızı bir söyleyebilsek, onunla ne kazandığımızı bir anaya anlatabilsek, onu övündürecek bir haber verebilsek, fakat biz Ahmedi kumarda kaybettik.
Cemal paşaya niçin savaşa girdiğimiz sorulur( I. Dünya);
- Aylık vermek içindi, hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli yada öbür tarafla birleşmeli idik.

Sakarya muharebesi sırasında Mustafa Kemal Paşaya
- Hazinede para kalmamıştır ve bulma ihtimalide yoktur denir. İlim ve vatan adamı olan Mustafa Kemal Paşa Türk milleti istiklalini ödeyemez, milletin neyi varsa neyi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için verecektir der... Kendisi ne bir tarafa boyun eğmiştir nede bir tarafla birleşmiştir. Mustafa Kemal Kurtuluş harbini bırakma fikrinde asla bulunmadı. İlim ve vatan,  hiç biri yalnız başına ne sizi nede milletini kurtarabilir.

Şimdi Mehmetleri Anadolu analarına anlatamıyoruz. Biz Mehmetleri Anadolu topraklarında birer birer kaybediyoruz.

Ne olursa olsun ettle tırnağız, sorularımız cevapsızda kalsa tarih boyunca birlikte yaşadık ve yaşamaya da devam edeceğiz. Pkk kartı ile bu halkı bölmeyi düşünenlere tek söz,  analarımızın paylaştığı türkülerimiz, ağıtlarımız  var, birlikte paylaşacağımız geleceğimiz var..
Tüm ülkenin canı yanıyor da, ateş düştüğü yeri bir başka yakıyor….

Türkan Kebeci
turkankebeci@gmail.com


1 Haziran 2012 Cuma




GÜNDEM
Son günlerde ki açıklamalar toplumu yeteri kadar oyaladı. Malum kürtaj ve sezaryen çıkışları. Çoğunluk bu açıklamalara destek vermektedir. 
Destek verenlerin gerekçeleri;
1.    2030 yıllarda genç nüfusun azalacağından dolayı bu açıklamayı haklı bulmaktadır.
2      Cenin canlı kabul edildiği için yaşama hakkı olduğundan bu hakkın ondan alınmaması gerektiği.

İlk açıklama mantıklı görünmektedir. Fakat doğruların arkasından da yanlışlar gelebilir. Bu yasaklama toplumda yasal olmayan durumları meşrulaştıracaktır. Tecavüz olayları, kadına yönelik şiddet olayları, töre adı altında yaşanan cinsel istismarlar da artışlar. Zaten son yıllarda bu olaylar da bariz bir şekilde artış var.  En önemlisi kadının doğurma hakkının elinden alınmasına yönelik olan bu uygulamayı sadece nüfusun artışı için haklı bulunamaz. Devlet yasal olmayan doğumlar sonucunda, doğan çocuklara bakacağını söylemekte. Sadece şunu hatırlatmak isterim yuvalarda ve ıslah evlerinde çocuklara yönelik şiddet, dayak ve cinsel istismarların yapıldığını hepimiz basından ama az ama çok duymaktayız. Bu koşullarda çocuğuna sahip çıkamayan bir uygulamanın o zaman çıkabileceğini düşünmüyorum. Bu koşullarda yetişen, anne baba sevgisi olmadan, sevgisiz, güvensiz, ruhsal sorunları olan bireylerin arttığı bir toplumu neler bekler. Hırsızlık, gasp, adam öldürme, tecavüz, tiner ve uyuşturucu bağımlılığı, intiharlar gibi en belirginlerini hemen sıralayabiliriz.  Yani mutsuz, huzursuz ve sağlıksız bir toplum bizi beklemektedir.
Bu günlerde İstanbul emniyet teşkilatı,  pankartlar asarak halkımızı bilgilendirmeye çalışmakta, pankartlarda ana tema, anne ve babaların çocuklara yeterli sevgi ve ilgiyi verirse suça meyilin azalacağı yönünde. Bu uygulamanın alt yapıları hazırlandı mı? Yeterli sayıda bina, sevgilerini verebilecek öğretmen, rehber öğretmenler,  psikolog  ve  yöneticilerimiz var mı? Zemini hazırlanmadan yapılan bu uygulama, sağlıksız yetişen çocuklarımızı terörün kucağına itecektir. Güvensiz ve sevgisiz yetiştiklerinden, kendilerini değersiz gördükleri ve görüldükleri için, terör örgütlerinde kendilerini değerli hissedecekler ve kendilerinden istenen her şeyi seve seve yapacaklardır. Canlı bomba olayları gibi,  beklentileri olmayan insanların kaybedecek bir şeyleri olmaz, kaybedecek bir şeyleri olmayan insanların ölüm korkuları  olmaz.

İkinci açıklama için hem dini hem tıp açısından incelenmelidir.
Hepsinden önemlisi bu kadar önemli sosyal problemlere çözüm bulacak olan sorumlu bakanlıkların çalışmadığının göstergesidir. Başbakan demeden bakanlıkların çözüm üretmesinin mümkün olmadığını da öğrenmiş olduk.  Açıklamaların yeri ve zamanı değil basın, halk herkes bu konuya kilitlendi.  Amerikan askerleri füze kalkanı için Malatya ya geldi, başbakan Birleşmiş milletlerine herkesin tahammül sınırı olduğunu ve BM ne zaman Suriye müdahale edeceğini,  bizim tahammül sınırımızın dolduğunun çıkışını yapması, Uludere olayının sarpa sarması, 4+4+4 önümüzde ki dönemde uygulama belirsizlikleri gibi olayların üstü örtüldü, ülke kürtaja kilitlendi. Böyle bir olayı yaşayan hiçbir kadın doğacak olan çocuğa bakma istese bile ilk önce aile, mahalle ve toplumun o anneye ve çocuğa nasıl bir yafta yapıştıracağını biliyorsunuz.  O çocuğu doğursanız bile, çocuğa her bakışta yaşadığı olayı hatırlayacağı için hem kendini hem de çocuk için işkence olacaktır. Kadınlar üzerinden gündem oluşturmak yerine, tecavüz olayların, şiddetin temelindeki nedenlere çözüm bulmayı deneyin. İmam nikahlı ikinci evlilikler, çocuk yaşta evlendirmeler, töre olayları, namus cinayetler vb.

Tabii kürtaj bazı olayları örtmek için toplumu başka kulvarlara yönlendirmek olduğu için, buda türban gibi havada kalacaktır….


Türkan Kebeci