30 Aralık 2017 Cumartesi

Orta Doğu'da Yeni Planlar Kuruluyor


Afrika gezisiyle bazı şeylerin değiştiği aşikâr dersem yanlış olmaz. Avrasya birliği ile güçler dengesi değişti. Avrasya birliğinin oluşumu ilk defa 1994 yılında Kazakistan Devlet Başkanı Nur Sultan Nazarbayev tarafından Moskova Üniversitesi'nde gündeme getirildi. Bu dönemde Rusya tarafından dikkate alınmayan bu düşünceyi Putin 2011 yılında sahiplendi. 18 Kasım 2011'de Kazakistan, Belarus ve Rusya tarafından birliğin kurulmasına karar verildi. 29 Mayıs 2014'te Kazakistan’da üç ülke tarafından imzalanan antlaşmaya göre birlik 2 Ocak 2015'te resmen kuruldu. Dünyanın en büyük tüketim pazarı, enerji üretim kaynakları açısından güçler dengesi Avrupa’dan Asya’ya kaymış oldu. Kazakistan ve Türkmenlerin,  Çin ile  yapmış olduğu petrol ve doğal gaz anlaşmaları ile Çin enerji kaynaklarının %20 sini kullanıyor. Rusya’nın da Çinle yaptığı anlaşma ile Çin enerji konusunda büyük bir avantaj elde etmiş oldu. Bunların haricinde Kazakistan, Rusya, Çin ve Almanya arasında devreye giren ipek yolu projesi bölgeye büyük bir canlılık getirecek. Hal böyle olunca Ortadoğu da dini ve etnik yapıyı kullanarak kontrolünde tutan ABD gözünü Asya’ya dikti. ABD ile birlikte hareket eden Türkiye ‘nin Ortadoğu’da uyguladığı Esad’ın Esede dönüştüğü politika iflas etti. BOP olarak adlandırılan projede PKK ve PYD’yi destekleyen Amerika’nın tutumu karşısında arkadan vurulduğunu veya aldatıldığını söyleyen Türkiye yönünü Avrasya birliğine çevirdi. Suriye de Esadlı bir çözüm arayışına olumlu bakmaya başladı ve S-400 füzelerin alımı için Rusya ile yapılan anlaşma Nato’nun Türkiye’ye, Türkiye’nin ise Nato’ ya bakışını değiştirdi. İran, Rusya ve Türkiye birliği ABD’nin Suriye de başarısızlığa uğramasında en büyük etken olmuştur. Bu süreç içinde stratejik olarak en karlı çıkan Rusya,  Rusya’nın sıcak denizlere inme arzusu Akdeniz deki Tartus limanına yerleşmesi ile gerçekleşmiştir. Bu kısa bilgiden sonra gelelim bize;
·         ABD ile stratejik ortaklığımız kopma noktasına geldi.
·         İncirlik üssünün kapatılması tartışmaları
·         Nato dan çıkma konusu gündeme geldi
·         S-400 füzeleri anlaşması başta ABD ile Avrupa’yı tedirgin etti
·         Tekrar Esad’a dönüş yaptık ve Suriye’de Esad lı çözümlere evet dedik.
Bu gelişmeler ışığında
·         Astana görüşmeleri ile  PYD’nin barış sürecinde masaya oturmayacak
·         İran ile ortak hareket Suriye de PKK ve PYD büyük darbe vurdu.
·         IŞİD ve DEAŞ radikal İslam terör örgütleri çökertildi
·         ÖSO başarısız oldu. Işid  ve Deaş örgütü ile ABD  yeni bir ordu kurdu.
·         Amerika yaptırım olarak Türkiye’ye vize engelini getirdi.
ABD görülen Zarrab davasının kısa sürede çapraz sorgusu yapıldı . Zarrab davası  Türkiye’ye ceza yaptırımı getireceği kesin olmakla birlikte birilerin canı yanacağı ortada. Durum böyle olmasına rağmen ne hikmetse jüri on gündür karar veremiyor. Hal böyle olunca Afrika gezisi dönüşü Esad terörist ilan edildi, vizeler kalktı, ABD ile orta menzilli füze alım anlaşması imzalandı. Ne tesadüf değil mi? Kısaca birilerine dokunacağı için Zarrab’ın karşılığında dış politika söylemleri tamamen değişti.
Şimdi birde İran’a bir bakalım orada neler olmuş;
1950’lili yıllar soğuk savaşın yıllarının başıdır. İranlı aydınların ve Sovyetler birliğinin etkisinde kalan Tudeh partisi’nin etkisi ile İran’da Ulasalcı görüş hakim olduğu bir dönemde, ulusalcı  söylemleri ile Milli cephe grubunun lideri Muhammed Musaddık sahnededir. Musaddık, 1933 yılında imzalanan Anglo- İran Petrol şirketi( % 100 İngiliz petrol şirketidir, İsminde ki  İran kelimesinin bir anlamı yoktur) ile imzalanan petrol anlaşmalarına göre; İran’ın  elde edilen petrol den az kar aldığını iddia ederek , İran petrolün millileştirilmesi için propagandalar başlatmış ve halk gösterileri sokağa yayılmıştı. O dönemde ABD’li petrol şirketleri Suudi Arabistan ve Venezuella petrollerin işletme karşılığında karın % 50 sini petrol sahibi ülkelere vermesi,   Musaddık’ın bu kararı almasında etkili olmuştur. Musaddık 28 Nisan1951 yılında başbakan olur ve 30 Nisan’da, İran petrollerin millileştirilmesi tasarısın meclisten geçirmiştir. Bu durum ile şahın ülkeden kaçışı ve İngilizlerin darbe planları devreye girmeye başlamıştır. İngiltere o dönemde ekonomik ve askeri açıdan zayıfladığı için sahne önündeki rolünü ABD’ye bırakmıştır. Bu darbe planında ABD ile anlaşmıştır.
19 Ağustos 1953 yılında General Zahidi liderliğinde, ikinci defa gerçekleştirilen darbe başarılı olmuş, Musaddık düşürülmüş ve Şah Pehlevi  geri dönmüştür. Başbakan olan Zahidi İran ile İngiliz şirketi arasın da ki anlaşmazsızlık için ABD nin arabulucu olmasını istemiştir. Arabuluculuk sonucunda İran petrollerin işletilmesi Anglo- Iranian Oil Company, Royal Dutch, Fransız petrol şirketi ve  beş Amerikan şirketi tarafından paylaşılmıştır.  Pehlevî Hanedanı'nın ülkede yarattığı sosyo-ekonomik bunalım ve gelir adaletsizliği çeşitli birtakım karışıklıklara sebep oldu. 
1979 Yılında yaşanan İslami devrim( bana göre darbe); Şahı devirmek için, daha fazla demokrasi, özgürlük söylemleri  ilk önce  aydınlar arasında kulağa hoş gelen  bu sözlerle ve dış güçlerce  desteklenen Humeyni.
Sonuç; İran, Rusya ve Türkiye’nin ortak kararı Suriye’de muhalif güçler yenildi, IŞİD ve DEAŞ dan bölge temizlendi. PKK ve PYD etkisiz hale geldi. ABD Suriye’de hatta Orta Doğu’da kaybetti. ABD emperyalist politikalarını uygulayabilmesi için bu birlikte çatlak yaratmak durumunda. Bir Amerika’ya bir Rusya’ya yönelmemiz sonucunda tutarsız ve güvensiz ülke durumuna geldik. Afrika gezisinde terörist Esad söylemi üzerine Rusya masaya PYD oturabilir dedi. Bırakın B,C planlarını ileriye dönük coğrafyada söz sahibi olacak bir stratejik planımız bile yok. Günü kurtaracak dış politika…
Perslere dayanan köklü bir devlet ve güçlü bir orduya sahip İran da halk ekonomik sıkıntılardan dolayı sokaklar da. 2012 de uygulanan ambargo sonucunda İran’ın petrol gelirlerinde % 40 azalma var. Bu sadece iç karışıklık çıkarmak için başlatılan bir kıvılcım ki zaten Trump da ‘ "İran yönetimi, kendini ifade hakkı da dahil kendi halkının haklarına saygı göstermelidir.’’ açıklamasıyla doğruladığı gibi Beyaz Saray sözcüsü tutuklamaları kınıyor.
Ne kadar bazı liderler BOP bitti deseler de yanılıyorlar. Afrika ve Avrasya’yı içine alan daha büyük BOP devrede. Sahne de yaşanan oyunlar ve oyuncalarıyla birlikte emperyalist senaryo devrede.

Kaynak;  İran ve Türkiye turkankebeci.blogspot.com.tr/dip köşe
Bekir Güney; Yeni güç alanı Avrasya Birliği ve Türkiye