16 Nisan 2019 Salı

Hem Poşetleri Paralı Yap Hem İngiltere den 80 Bin Ton Plastik Çöp İthal Et !


”Herkes konuşurken susmak gerekir ki sonradan söylenen sözler akılda kalsın” Bizde sustuk ne poşet hakkında yazdık nede konuştuk. Şimdi gelelim şu poşetin aslına astarına.
Plastik dünya için tehlike olmaya devam ediyor ve gün geçtikçe de tehlikenin boyutu katlanarak artıyor. 10 sene önce yılda 300 milyar adet plastik şişe kullanılırken  2016 yılında ise 480 milyar adete yükselmiş durumda. Son araştırmalar 2021 yılında toplam 581 milyar adet plastik şişe tüketileceğini göstermekte. Plastik şişelerin büyük kısmı  ‘polyethylene terephthalate’ (Pet) malzemesinden üretilmektedir. Pet aslında geri dönüşümü kolay bir madde olmasına rağmen geri dönüşüm çabalarının yetersiz kalmasında dolayı plastik şişelerin çoğu doğaya atılıyor ve  Ellen MacArthur Vakfı’nın bir raporuna göre her sene 5-13 milyon ton arası plastik madde denizlere dökülüyor ve denizlerde yaşayan hayvanlar, balıklar ve çeşitli organizmalar tarafından yeniliyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (BMÇP) Dünya Çevre Günü’nde, plastik üretimi ve kullanımına ilişkin rapora göre dünya plastik kullanımının yüzde 50’si plastik ambalajdan oluşuyor. Bunların da çoğunluğu tek kullanımlık üretiliyor ve üretildiği yıl ‘çöp’ olarak dünya ekosistemine dahil oluyor. Çin plastik poşet üretiminde birinci sıradayken, kişi başına üretimde ABD, Japonya ve Avrupa Birliği ülkeleri ilk üç sırada yer alıyor. Üreten ülkelere karşı önleme alan ülkeler de var elbette,
Poşet tüketimini azaltmak için marketler başta olmak üzere poşetler 1 Ocak tan itibaren ücretli oldu. Çevre açısından çok önemli bir karar görünüyor. Evet görünüyor diyorum çünkü yazının devamını okuyunca sizlerde hak vereceksiniz. Hazır alınan gıdaların neredeyse hepsi poşet ambalajlarında ve tüm içeceklerin çoğu pet şişelerde o zaman tek kullanımlık pet şişeler veya ambalajlı gıdalar neden yasaklanmıyor. Sadece Coca Cola’nın her yıl tek başına 110 milyar tek kullanımlık plastik şişe ürettiğini ve bu sayıyı düşürmek yerine, daha fazla plastik üretimine yatırım yapıyor. Yaz kış tükettiğimiz pet şişelerde ki sular ne olacak?
Bazı ülkeler pet şişe, plastik poşet konusunda yasaklamalar getirse de, plastik üretimi dünyada artmaya devam ediyor. PAGEV’in paylaştığı rapora göre, dünyadaki toplam plastik üretiminin yaklaşık yüzde 25’ini karşılayan Çin, 81 milyon ton plastik üretiyor. Türkiye ise yaklaşık 9 milyon ton plastik üretimi ile Avrupa’da Almanya’dan sonra ikinci, dünyada ise altıncı sırada yer alıyor.
Türkiye ise 2017-18 döneminde İngiltere’den 80 bin ton plastik çöp ithal etti.
Hem poşet kullanımını azaltmak için poşetleri paralı hale getireceksiniz hem de İngiltere den 80.000 ton plastik çöp ithal edeceksiniz.
Sizce de burada bir çelişki yok mu?



9 Nisan 2019 Salı

Siyaset ve Tanımlanması

Siyaset;  Siyaset sözlük anlamı ‘’Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış’’ olarak tanımlanırKöken olarak Arapça’dan gelmektedir ve anlamı  Arapça’da siyāsa,  seyislik, at bakıcılığıdır.  Tabi bu tanımlamalar literatürde geçen gerçek tanımları bir de sözlükte verilen mecazi anlamı da var tabi.  Mecaz anlamı; Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme’
Politika sözlük anlamı Eski Yunanca politikē: Devlet yönetme sanatı, vatandaşlara dair olan  Eski Yunanca pólis: Devlet.
Siyasetin incelenmesi Eflatun ve Aristo ile başladığı kabul edilir ve MÖ 400- 300 yıllara dayanır ve kamu yararına yönelik faaliyetler şeklinde tanımlamışlardır. Kamu çıkarlarını özel çıkarlardan üstün tutmuşlardır. Aristo insanı siyasi düşünen bir hayvan olarak tanımlamıştır. Buraya kadar yapılan tanımlamalarda bir terslik görülmemekte lakin zaman içinde siyasetin anlamı boyut değiştirerek farklı anlamlarla anılır oldu. Kargaşa yaratma, aldatma- aldanma ile yalan ve şiddetle anılır hale geldi. Bunda da en önemli neden siyasetçilerin devletten yani kamudan daha ziyade partisi için veya kendi menfaat ve çıkarlarını gözetmesinden kaynaklandığı gibi olayların üzerini kamu çıkarları ve ideoloji ile örtmesinden kaynaklanmaktadır. Özellikle iletişim araçlarında, sosyal medyada ortaya çıkmasıyla toplumda güvenirsizliği gün geçtikçe artmaktadır. Siyaset kendi çıkarına hizmet eden, iki yüzlülük olarak algılanmaktadır. Makama oynamak olarak ta bakılmaktadır.
H. Laswell: Kimin nerede, ne zaman ve ne elde edeceğinin otorite tarafından belirlenmesidir.
Lord Butler: Siyaset, mümkün olanın sanatıdır.
Benjamin İsraeli: Siyaset, insanları aldatma yoluyla yönetme sanatıdır.
Adolf Hitler: Siyaset, Bir milletin dünyadaki varlık mücadelesini yönetme sanatıdır.
Yukarıda ki tanımlamalar da siyasetin bu günkü durumunu açıklamaktadır. Bu sebepten günümüzde yaşanan olayların doğrultusunda siyasete yeniden tanımlama getirmek durumundayız.
Siyaset; İnsanların bir arada yaşayabilmeleri için sosyal statü, etnik ve dini yapılarına bakılmaksızın iş birliği içinde eşit hak ve hukuka dayalı olarak toplumun etik değerleri göz önünde tutularak bir arada tutabilme sanatıdır tanımını yaparsam günümüzün normlarına uygun bir tanımlama olacaktır.
Bunun içinde siyasetin çatışma kültüründen uzak uzlaşmacı olması gerekir. Tarafsız, bağımsız hukuk anlayışının geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Hiçbir kurum ve kuruluş hukuk dan üstün olamaz. Bu siyasetçi olsa da. Hizmet için gelen kişinin dokunulmazlığı diye bir şey mümkün olamaz.

6 Nisan 2019 Cumartesi

Bahçeli Ne Söylemeye Çalışıyor?

Seçimler bitti fakat sonuçlara itiraz eden ve seçim sonuçlarını kabul etmeyen hükumetin itirazları karşısında YSK da nöbet tutan CHP beklemede. Bu yazıyı hazırlarken bazı ilçeler de YSK sayımı durdurdu. Seçim öncesi beka sorununa dönen yerel seçimler, seçim sonrasında da muallaklığını koruyor. Tüm bu ortamda sonuçları kabul eden fakat bu güne kadar belediye başkan adaylarının yerine miting yapan, her olaya müdahale eden cumhurbaşkanın dan bu muallaklığı sonlandırmak için hiç bir girişimi görmüyoruz. İstanbul’da ilçeler de ağırlıklı AKP kazandı.
Tüm bu durum içinde Sayın Bahçeli çıkıp “Zillet İttifakı ise sadece üç ilçede sonuç aldı. 22 ilçe belediyesinin kazanılmasına rağmen büyükşehir belediye başkanlığına maalesef CHP’li bir isim seçildi. Benzeri bir durum İstanbul’da da yaşandı. Bu nasıl bir iştir? Karşımızda bir sistem adaletsizliği, bir sistem dengesizliği söz konusu değil midir? İlçelerde başarı kazanıp büyükşehirde kaybetmek gerçekten normal ve kabul edilir şey olmayacaktır. Bu sistem sorununun ele alınıp çözüme kavuşturulması önümüzdeki gündem konularından birisi olmalıdır. İlçelerde sandığa yansıyan iradeyle büyükşehir belediyesi seçiminde sandıktan çıkan neticenin çelişmesi demokrasi açığı, bir sistem arızasıdır. Bu kadar yorulmaya gerek yoktur. Pek çok oy pusulasıyla kafaların karışmasına da gerek yoktur. Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi olsun olmasına, ama ilçelerdeki irade büyükşehire istikamet çizmiyorsa, etki etmiyorsa buna ne diyeceğiz, nasıl yorumlayacağız? Öyle bir sistem inşa edilsin ki, sadece büyükşehir belediye başkanını seçelim, o da üstlendiği görev ve yetkiye dayanarak ilçe belediye başkanlarını belirlesin. Hiç olmazsa büyükşehir ölçeğinde hem bir tutarlılık hem bir ahenk hem de bir denge sağlanmış olur. Tıpkı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde olduğu gibi. Bu kapsamda da merkezi yönetim ile
yerel yönetimler arasında tam bir uyum sağlanarak Türkiye daha da güçlenmiş hale gelecektir.”
Bahçeli’nin bu açıklamasından yola çıkarsak bu eyalet sisteminin açıklamasından başka bir şey değildir.
BOP Projesinin maddelerinden biride eyalet sistemi değil miydi?
Şimdi gelelim anayasa değişikliği referandumunda anayasanın 123. maddesinin sonunda yer alan ”bölgesel düzenleme, kamu tüzel kişiliği (eyalet, özerk bölge, otonom bölge) ‘ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanarak kurulur’’ cümlesi değiştirildi yerine ” İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. (Değişik: 16/4/2017-6771/16 md.)
Kamu tüzel kişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur.” cümlesi eklendi.
Bahçeli’nin anlatmaya çalıştığı eyalet istemini Cumhurbaşkanı kararnameyle kurma yetkisine sahip. 
Acaba Bahçeli eyalet sisteminin sinyallerini mi verdi?
Yaratılan bu muallak ortamda herkes seçim sonuçlarının yeniden sayımına odaklanmışken kimse Bahçeli’nin ne dediğinin farkına bile varmadı.
Bahçeli ne dediğini çok iyi biliyor.
Türkan Kebeci