6 Haziran 2013 Perşembe

ŞİMDİ NELER OLACAK


Taksime park yapılmasını protesto etmek için başlayan Gezi eylemlerin 9. Günündeyiz.  Cuma günü polisin göstericilere müdahale etmesi ile başlayan gerginlikler, başbakanın söylemleri ile hat safhaya ulaştı. Başbakanımız bu gergin ortamı bırakıp Afrika gezisine çıktı. Ülkede oluşan gergin havayı yumuşatmak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül İle Başbakan’a vekâlet eden Bülent Arınç’ a kaldı.

Başbakanımız bu akşam yurda dönecek. Merak edilen bundan sonra ne olacak. Bu hava böyle devam edecek mi? Ya da söylemleri ile tekrar gerecek mi?  Devlet kurumları tarafından yapılan açıklama bu gezinin daha önceden planlandığı yönünde. Planlı ise; gelişmelerden kendisi haberdar edilmiştir. Fas’ tan  Tunus’ tan şekillendirerek ,  Arınç’ a yapılması gerekenleri bildirmiş yada giderken yapılması gerekenleri hazırlayıp bırakmış olabilir. Başbakanımız gibi her şeyin kendi kontrolü altında olmasını isteyen bir lider arkasından işlerin düzenlemesini istemez.

Sakinleşen ortamı germeden yumuşak söylemler ile devam edip, Gezi parkından eylemciler çekildikten sonra bir gece ansızın bildiğini de okuyabilir. Olmaz demeyin.
Gerginliği tırmandıracak. Gergin ortamı yeni anayasanın kabul zemini için kullanmayı da düşünebilir.
Ya da yatışan havanın sükunetini başkanlık seçimine kadar korumak.  Tabii  bu üç olasılıkta mümkün. 

Dış basın ise;  yapılanları ve söylemleri diktatörlük olarak görmekte.  Amerika basınından muhtıra niteliğinde açıklamalar geldi.
Diğer muhtıra ise cemaatten geldi. 
'Yetmiş milyonun hükümeti olarak davranmaya,  demokraside sandık elbette her şey demek değildir. Anacak demokrasilerde sandıkla gelenin sandıkla gideceği de akıldan çıkarılmamalıdır. Polisi de eleştirerek zulme zulümle cevap vermeyin demişti.'  
Bu söylem Cumhurbaşkan’ ın  söyleminin neredeyse kopyası.

Bakış zaviyemizi bir kere daha gözden geçirmemiz lazım. Acaba kabahat bu meselelere karşı umursamazlık içinde bakan, her şeyi hafife alan, "şuydu, buydu" deyip geçiştirende mi? Yoksa sokakları bir yönüyle harp meydanlarına çeviren insanlarda mı? Ya da bütün bunların kabahati, sistemde mi? Bizim iyi nesiller yetiştiremeyişimizde mi? Onlara yürekten sahip çıkamayışımızda mı? O zaman sistemin gözden geçirilmesi lazım. Bizim, düşüncelerimizi bir daha gözden geçirmemiz lazım. Biz ettiysek bunları, bence, kendimize dönerek, kendimizle yüzleşerek, burada kendimizle hesaplaşarak, daha büyük hesaplarla karşı karşıya kalmamızdan sıyrılmamız lazım. Şimdi kendimizle yüzleşmezsek şayet, kendimizle hesaplaşmazsak, altından kalkamayacağımız hesaplarla karşı karşıya kalırız, hafizanallah.

Yapılan açıklamalardan alınan paragraflar da,  kısaca  başbakana temkinli ol mesajı veriliyor. AKP’nin içinde cemaate yakın olan bir çok bakan ve milletvekili var.  Buda Abdullah Gül’ün  başkanlık sistemi için şansını arttığının bir göstergesidir.  Belki de AKP den kopmaların başlamasına tanık olabiliriz. 
Yeni bir partinin doğum sancıları da olabilir.