Ilımlı İslam; ABD ve Batı düşüncesine, yayılmacı
politikalarına karşı oluşan karşıt eylemlerin önlenmesi ve sempatinin duyulması
amacıyla ABD düşünce grupları tarafından geliştirilen, İslam’a protestan
yaklaşımla oluşturulan ılımlı kelimesi ile yumuşatılmaya çalışılan fakat
temelinde emperyalizmin zulmünü onaylatma düşüncedir.
Bu düşünceni temeli William Christian Bullitt’in
1946’da otaya koyduğu soğuk savaş kuramına göre Tanrı tanımaz Komünizme karşı
dine dayalı federasyonlar bölgesel federasyonlara dayanır.
Avrupa federasyonu : Hristiyanlık
Ortadoğu federasyonu: Müslümanlık
Asya federasyonu: Konfiçyusçuluk
Üzerine yapılandırılacak ve Sovyetler yıkıldıktan
sonra kurulan bölgesel federasyonlar tek dünya düzeni içinde eritilecektir.
Soğuk savaş süresince Türkiye’yi din
devletine dönüştürülecek ve Ortadoğu da yeniden Osmanlılaştırmaya çalışılacak.
Bu çalışmalar Türkiye de 1947 yılında imzalanan
FULBRIGHT Antlaşması ile ilk adımları atılır. Milli eğitimimiz Amerika ve
Türkiye hükümeti ile ortak komisyon kurularak eğitimimiz Amerikalı uzmanlar ve
CIA birimleri tarafından düzenlenir. Bu
düzenleme ile dini meslek okulları açılmaya
ve okullarda din dersi okutulmaya başlanır. 1950’de tekke ve zaviyelerin ziyarete açılmasını
öngören yasa TBMM geçirilir. Demokrat partinin din eksenli söylemleri ve
politikaları ile uygulamaya geçilmiştir.
Dinler arası diyalog ve hoşgörü projesi ile ilgili
ilk çalışmalar Konsil tarafında görüşülmek üzere 1962 yılında toplanır. 1960 ve
1970 yıllarında ülkemizde ki gelişmelerde ise dini komünizme karşı dini akımlar ve siyasallaşmalar
başlamıştır.
1963 yılında Fethullah Gülen Komünizimle mücadele derneğinin ikinci
şubesini Erzurum da kurmuştur. 1969’da Necmettin Erbakan’ını kurduğu Milli
Nizam Partisi ile siyasallaşan milli görüş akımının temelleri atılmıştır. Özellikle Özal döneminde dini akımlara
yakınlığı ile dini eğilimler artmaya başladı. Özellikle milli görüşün 1996 ve
1997 yıllarında Doğru yol partisi ile hükumetin büyük ortağıydı. Kapatılmalar ve tekrar yeni isimlerle açılan
milli görüş düşüncesi 2000 li yıllara kadar geldi. Gülen akımı ise siyasi yönetimle iyi
ilişkilerin sonucunda devlet yapısına sızma faaliyetleri başlar.
21 Ekim 2004 Yılında ilk kez İspanya başbakanı ‘Zapatero’
BM konuşmasında Medeniyetler
ittifakını ortaya atar bunun içinde
ılımlı bir İslam’ a ihtiyaç vardır.
Bunun içinde Milli görüşün
yumuşatılması gerekiyordu. Milli görüş katı, ülkeye dönük çizgisi olan, ağır
koşullarda çalışan yoksul sınıfa hitap eden, silahlı saldırıyı savunan bir
görüntüye sahipti. Bu dönemde yayılan
Gülen cemaati ise gönüllü ve cemaat
yapısı olmayan, orta ve akademisyen sınıfa hitap eden, bulunduğu ülke ve
koşullara göre değişken davranan, silah yerine diyalog, medya ve eğitime
ağırlık veren, çoğulcu demokrasiden bahseden, yönetimle barışık yapıya sahip
olması Gülen cemaatinin IDIZEM( Münih kültürler arası diyalog merkezi) nin
işini kolaylaştırıyordu. Fakat cemaat yapısına siyasi yapı kazandırmak kolay
değildi. Milli görüşün içinde ki bir grupta Cemaat düşüncesinde idi. Gelen
Amerikalı temsilciler bile Erbakan yerine bu grubun ileri geleni Tayip Erdoğan
ve Abdullah Güle ile görüşüyorlardı.
Destekler ile Kasım 2012 de Adalet Kalkınma Partisi ile ılımlı İslam
düşüncesi siyasallaştı. Önündeki TSK,
Yargı ve Bürokrasi zamanla etkisizleştirildi.
Ortadoğu da ise başta İran, Suriye, Irağın başı çektiği
ülkelerin Amerika ve Batıya karşı olan katı savaşçı tutumlarının yıkılması ise
mezhepler üzerinden olacak sürekli çatışan ve radikal İslam grupları
oluşturularak parçalama hedefleri. Bunu Rusya ya karşı Afganistan da
denemişlerdi.
İşte Ilımlı İslam ve Medeniyetler ittifakının kısa
gelişimi. Bu günlerde sürekli tartıştığımız Cumhurbaşkanlığı seçimi. CHP ve MHP
nin önerdiği aday ile amaç bireyselleştirildi. Toplumun yarısının tepkisi Ilımlı İslam
düşüncesinden doğan yönetim anlayışına tepki göstermektedir. Görünen o ki başta Amerika olmak üzere
küresel güçlerin Ortadoğu da
hedeflerine ulaşmak için Türkiye de
Ilımlı İslam projesinin devam etmesini istiyorlar.
Bireysellikten uzaklaşıp bütüne yönelmek
durumundayız. Ilımlı İslam, aday gösterilen
kişiyi seçerek devam mı edeceğiz ya da alet olduğumuz ülkemiz ve Ortadoğu’nun
parçalanma projesine hayır mı diyeceğiz ?
Kaynak: Türkiye’nin siyasi intiharı- Yeni Osmanlı
tuzağı. Cengiz Özakıncı
Atilla Coşkun. Oda TV
www.vikipedia.org