2 Aralık 2014 Salı

HAFTAYA TAKILANLAR


Son bir hafta da ki gelişmelere bir bakarsak.

1.       En bariz olay MHP Genel başkanı Devlet Bahçelinin Tunceli ziyareti idi. Başbakanın gidemezsin restine karşılık yollara düşüldü. Eğer ülkenin bir iline gitmek için bu ülkenin başbakanı rest çekiyorsa bu hükümetin ayıbıdır. Bahçelinin güvenliğini sağlamak devletin görevidir. Unutmayalım ki başbakan polis ve koruma ordusu ile gidiyor. Bu olayın sonun da sözümüzü dinledi kelimesi ise daha da vahim.  Bu sözler bana bir zamanlar Demirel ile Ecevit’in meydanlar dan yaptıkları söz düellolarını hatırlattı. Tabi CHP bitti sıra MHP ye geldi denilebilir. Fakat bunun maksatlı yapıldığını düşünüyorum. Malumunuz MHP mecliste AKP nin kurtarıcısı oldu. Kurtarıcı olan bu partiye neden yükleniliyor. Batı da milliyetçilik akımı ön plana çıktı bu akımın esintileri bize de geliyor.
2.      Anayasa mahkemesi bu hafta seçim barajını kaldırılması kararını verecek.
3.      Alperen ocakları,  BBP den koptu.
4.      Papanın ziyareti.
5.      TÜİK başkanı aslın da halkın doğruyu söylemediğini, cebin de 100 TL olanın aslın da 1000 TL olduğu söylemleri..

Başlıklar altın da verilen söylemler incelenirse. Hepsinin birbirine bağlı olduğunu görebiliriz. Beşinci madde den başlarsak; Bizleri bekleyen bir ekonomik kriz var ve bu söylem bazı şeyleri bastırmak içindir. Hükümetlerin geçmişine Baktığımız da ekonomik istikrarsızlıklar her hükümetin gidiş zeminin hazırlamıştır. 2015 de bir ekonomik istikrarsızlık görünmekte. Bu istikrarsızlık sermaye güçleri tarafın dan kredi notunu fazlasıyla etkileyeceğinden ülkeye sıcak para girişin de sıkıntı yaşanacaktır. Ekonomide ki bu durum en nihayetin de AKP nin oy kaybına neden olacaktır.  Seçim barajı düşer ise ya da kaldırılmasıyla birçok parti meclise girecektir. Oyunun boşa gitmesinden endişe duyan kesimin mecburen AKP ye verdiği oylar başka partilere vermeleri ile AKP oy kaybedecektir. Bu durumdan dolayı seçimlerde tek başına seçilememe  ihtimaline karşı MHP’ye bu şekilde yüklenmeler ile oy kazanımına sebep olarak meclis de kurtarıcı rolünün devam etmesi sağlanacaktır. 

 Zaten hükümet kanadından yapılan açıklamalar ile Alperen ocakların geleceği Alperen kardeşlerim söylemleri ile durumu belirlenmişti.

Papanın ziyareti ise belli başına bir konu arz etmektedir. Kimin kimi kutsadığı belli değil. Fakat Patrik ve Papanın buluşması Hristiyan camianın birleştiğinin bir göstergesidir.  Dinler arası diyalog la Türkiye yi kutsadılar. İleri de ekonomik gelişmelere de öncülük edecek ve barış çubukları ile Hristiyan camianın birliği sağlanıyor.  Bura da ki çelişkiye değinmeden geçemeyeceğim. Dünya Amerika ve Rusya çevresin de kutuplaşmaya ve yeni paylaşımlara gidiyor. Bu kutuplaşma ve paylaşımlar üçüncü Dünya savaşının yakınlaştığını göstermekte. Dünya savaşın da,  birleşen Hristiyan camiası nasıl taraf alacak. Rusya bir taraf da,  Amerika bir tara da.  Ya da bu günkü kutsamalar göstermelik mi?  Malum paralel yapı da el sıkışmıştı papa ile.

Bir de açılım süreci var. Bu süreç için 4-5 ay gibi bir süre belirlendi. Sıkıntıların olduğu malum fakat güllük gülistanlık bir hava yaratılmakta. Olumsuz havanın oy kaybına engel olmaması için seçimler Mayısa kaydırılabilir. Seçim sonrası ise İmralı boşalır ve Cumhurbaşkanı ile başbakan üçlüsü Nobel barış ödülünün yanına birde Vatikan dan Papanın elinden ödül almazlarsa şaşırmayın.

Uyumadan seyreyledik deriz. Yaşayacak ya da bırakılacak bir Türkiye kalırsa.

Tabi bunlar benim küçük senaryolarım. Düşünebilip ve görebildiğim kadarıyla. Komplo teorilerim kendi çapım da sakın üzerinize alınmayın..