Haziranda ölmek zordur. Nurlar içinde yat memleket sevdalısı, çınarlar gölgen olsun...
Nazım Usta seni nasıl anlatmam gerekir, hayatını mı,
şiirlerini mi, vatan sevgini mi, komünistliğini mi, vatan hainliğini mi, sevdalarını
mı, mahpushaneleri okullara çevirdiğini mi hangisini anlatayım.
Ailesi
En iyisi kısa hayat hikayenden başlamak; Anne tarafından büyük dedesi asıl adı Karl
olan Mehmet Ali Paşadır. Aile içi geçimsizlikten dolayı Fransız yetim hanesine
verilir. Gemilerde miçoluk yapar. Hamburg’dan kalkan gemi İstanbul’a gelen 12
yaşında ki Karl, denize atlar ve yüzerek Kız Kulesine çıkar. Gemiye
dönmek istemediğini söyleyen Karl iki ülke arasında politik sorun yaratır.
Osmanlı sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve kendisine Mehmet Ali ismi verilir.
2. Abdülhamit döneminde paşalığa kadar yükselir. Yahya Kemal Bayatlı ya Sessiz Gemi şiirini yazdıran annesi Celile
Hanım yüzerek Kız Kulesine sığınan küçük Karl’ın torunudur. Teyzesi Münevver
Hanımda Oktay Rıfat’ın annesidir. Babası Hamburg Konsolosluğu yapmış Hikmet
Beydir.
Kısa Yaşamı
Nazım Usta 1918 yılında Heybeliada Bahriye okulundan
8. olarak mezun oldu. 1920 Yılında milli mücadeleye katılmak için arkadaşı Vala
Nureddin ile aileden habersiz Anadolu’ya kaçar. Bolu da öğretmenlik yapar ve
1921’de Moskova’ya eğitim için gider. Devrimin ilk yıllarında Komünizm ile
tanışır. 1924 yılında ilk şiir kitabı yayınlandı. Bu dönemde Türkiye ye döndü
ve Aydınlık dergisinde yazdığı şiir ve yazılarından dolayı 15 yıl hapis
cezasına çarptırılınca tekrar Moskova’ya kaçtı.
Moskova da bulunduğu süre içinde iki evlilik gerçekleştirdi. Birincisi orada görevli bir Türk
ailesinin kızı olan Nüzhet Hanım ile kısa bir evlilikti, ikincisi ise bir Rus
kızı olan Dr. Lena ile memleket hasreti yüzünden sona eren bir evlilik...1928
yılında çıkan af kanunundan yararlanarak Türkiye’ye döndü ve Ay dergisinde
yazmaya başladı. 1935’de büyük aşkı üç
çocuklu Piraye Altınoğlu ile evlenir. Dört kişilik aile geçimini dergide
yazdığı yazıları ile karşılar. 29
Mart 1938'de "askeri kişileri üstlerine karşı isyana teşvik" suçuyla
15 yıl ağır hapse mahkûm edildi. 10 Ağustos 1938 günü başlayan davada,
on dokuz gün sonra, 29 Ağustos 1938'de, "askeri isyana teşvik"ten, 20
yıl ağır hapse mahkûm oldu. İki cezası birleştirilince 35 yıl tutuyordu.
Mahkeme bunu çeşitli gerekçelerle 28 yıl 4 aya indirerek karara bağladı.
15 Temmuz 1950 yılına kadar Çankırı ve Bursa ceza evinde geçen yıllarda başta
Orhan Kemal olmak üzere bir çok kişiye Fransızca, siyaset, edebiyat dersleri
vererek öğretmen rolünü üstlenmiştir. Hatta hapishane yönetimi ile zorlu
mücadele sayesinde mahkumlar için çeşitli atölyeler kurdurarak çalışmalarına ve
üretip kazanmalarını sağlamıştır. Hapisten çıktıktan sonra çürük raporu olmasın
rağmen askerliğin yapılmaması nedeni ile göz altına alma olayları gündeme
gelince Romanya üzerinden Moskova’ya kaçar. 25 Temmuz 1951 yılında da Bakanlar
kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkarılır.
1955 Yılında
kendisinden bilgi almaya gelen Valentina’nın yardımcısı Veraya bir anda aşık
olur. Fakat aşık olduğu kızın evli ve bir kızı olduğunu bir yıl sonra öğrenir.
3 Haziran 1963 sabahı geçirdiği kalp krizi onu Vera’sından ayırır.
Şiiri hece ölçüsünden
kurtararak
Davet
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!
Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan ev..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder