4 Mayıs 2014 Pazar

BEKLEMELER

                                                           



Acıbadem.. Burada,  birini sevdim görmeden ona mektup yazdım. Çok seveceğime söz verdim. Sözümü tutmak mı?   Kendimce tutuyorum. Peki,  siz benim gibi görmeden birini sevdiniz mi?. Onun için yazdım. 
Yine Acıbadem. Bu ikinci yazışım, bu sefer gördüğümü bekliyorum. Bir zamanlar beklerken, hayal kurardım, nasıl olacak acaba? diye.  Kıvrım, kıvrım saçlı, beyaz pamuk tenli, zeytine benzeyen siyah,  iki çift güzel gözü sevdim. Bu güzelliği tamamlayan tatlı dilini sevdim, seni çok özledim derken, sıkıca sarılışını sevdim. Bir zamanlar görmeden severken, şimdi gördüğümü bekliyorum. Gelmesini beklemek. Hayatın en zor yönü beklemek.  Neyi beklersiniz?  Hastayı, ölümü, gidenin geri gelmesini, sevdiğinin aramasını beklemek, sevildiğini bilmeyeni beklemek. İnsanın hayattaki imtihanı beklerken sabretmek olsa gerek. Geleceksin bana şimdi, o kıvırcık saçların kesilmiş şekilde, olsun gözlerinde ki bakışın bana yeter.

Birde gördüğümü çok sevdim, korka,  korka. Kaybetmekten korktum. Allah’ımın bana verdiği en güzel hediyeyi kaybetmekten.  Karşınız da oturan biri gözünüzün içine bakarak, duygusuz bir ses tonuyla ‘‘kaybetmeye hazır olun’’ diyor. O an,  doruğu göğe erişen dağlardan  kopan kayalar gibi parçalar kopardım,  depremleri, gelgitleri yaşadım, fırtınalar estirdim gönlümde. Biçtikleri kırk sekiz saati beklemeye başladım sessizce.  Beklemek, beklemek…

Yine bekleyiş, bazen diyorum ne varsa bir anda,   iyiyi, kötüyü, acıyı,  sevinici yaşayayım bitsin her şey. Beklemeyeyim. İmkansızı istediğimin farkındayım, hayat ta ki  imtihanım beklemek.   Ömrümün en uzun saatlerini bekledim korkuyla.  Beklemelerim ona tutkuyla bağladı.

Bir de, beklemeden hayatıma sesiz, sedasızca giren biri var. Hiç düşünmedim onu sevmeyi, bir anda giriverdi hayatıma, ne olduğunu anlamadım bile. Bana sadece kabullenmek ve sevmek kaldı. Beklemediğim bir anda gelen tanrı misafirimdi benim. Beklemediğim için hazırlık yapmamıştım,  diğer aşklarımdan kalan sevgimle yetindi.  Şikayetini duymadım mavi gözlümün, beni sevmek yeterdi ona.
Benim üç aşkım, üçü bir yer delerim.
Ozan Mazlum çimenin dediği gibi;
Bir seher vaktinde düştüm sevdana, bırakma kapıda al beni  beni
İkrarsız olana ikrarım vermem, sevgisiz kapıdan içeri girmem
Gider isem bir daha dönmem, gelmiş iken sev beni  beni

Bekleyerek ya da beklemeden gelen tüm sevgilere kapılarınız açık olsun…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder