Arap baharını başlangıcını hatırlamayanımız yoktur.
Demokrasi, barış ve özgürlük kavramları ile süslenip önümüze kondu. Tunus,
Mısır, Libya ile başlayan süreç en sonunda Suriye’ye geldi dayandı. İstedikleri
neticeyi Suriye’den alamadılar.
Suriye ülkesinde olan bu duruma Türkiye’ye rağmen üç
senedir direniyor. Suriye’ye karşı
oluşan cephenin başını Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar çekmekteydi. Neden bu üçlü sorusu aklımıza gelebilir. Bu
sorunun cevaplarını
·
Coğrafyada ABD’nin desteği ile söz
sahibi olan ve güç olmayı devam ettirmek isteyen Suudi Arabistan için Suriye’
siz bir coğrafyada gücü daha da artacak. Suriye’nin parçalanmasından sonra İran
Coğrafyada etkisiz kalacak.
·
Türkiye’nin Suudilerle yakınlığı
coğrafyada etkisini arttıracak. Sünni birliğin
kurulması. Zaten Türkiye, El Kaide ve onun alt birimlerini teşkil eden
tüm İslam örgütlerine her türlü desteği vermekte. Hatta bu terör örgütü sınır kapılarından
rahatlıkla girip çıkmaktalar.
·
Maddi tüm destek Katar ve Suudi
Arabistan tarafından karşılanmakta.
Türkiye her söyleminde demokrasi, barış kavramlarını kullanarak
diktatör ilan ettikleri Esada yüklendi. Fakat ittifakta Türkiye haricinde ki
iki ülkeye baktığımızda ne kadar demokratik ülkeler olduğunu görüyoruz.
Önümüzde ki yıllarda bizimde demokratikliğimiz kalmayacak.
Fakat bu ittifak çatırdıyor. Mursi’ye yapılan askeri
darbe ye destek veren ülkelere ve Suudi Arabistan’a Kasımpaşalı tavrıyla meydan
okudu. Unutulan bir şey vardı. Türkiye’ye
gelen, dış sermaye de şeyhlerin payı çok
fazla. Ayrıca ABD üzerin de etkisi daha fazla. Radikal İslam gruplarını finanse
ettiği için bu grupları yönlendirme ve kullanma gücüne de sahip. Bu sebepten işi
toplamak Dış işlerine ve hiç hesapta yokken Hacı olmaya niyetlenen
Cumhurbaşkanına kaldı. Bu olaylar Suudlar ile ara düzeltme politikalarıdır. Daha
önceki yazıda destek verdiğimiz El kaide tabanlı Suriye’den gelen militanlar
ülkemizde cirit atıyor. Sınır kapımızda yaşadığımız olaylar sonucunda kapıların
kapanması ile bu radikal güruhlar Türkiye’yi kan gölüne çevirmekle tehdit
ettiler ve biz sessiz sedasız boyun eğip kapıları açtık.
Geçtiğimiz hafta gündemden düşmeyen seçim öncesi
destan ettiğimiz pilotların Türkiye’ye gelmesi. Pilotları esir alınan örgüt
Esad yanlısı bilinen ‘İmam Ziyanın Ziyaretçileri’ örgütüdür. Peki bu örgüt ne
istedi 9 Lübnanlı hacı karşılığında pilotlarımızı bırakacağını açıkladı. Peki
bu Lübnanlı hacıları kim kaçırdı? Lübnanlı hacıları ÖSO içinde yer alan ‘Kuzey
Fırtına Tugayı’ ve El Kaide, Nusra bağlantılı bir örgüt. Basında yer aldığına
göre bu örgüte Katar tarafından 150 milyon dolar fidye ödendiği. Bu doğru ise
Katar bunu neden ödedi ve ne talep etti?
Bu kadar destek veren Türkiye bu gruplara sözünü
geçiremiyor mu? Sınırımızı ve Hatay ve civarı bölgelerimizi kendi yerleri gibi
kullanan bu örgüt üyeleri buraları neyin karşılığında bu kadar rahat
kullanabiliyorlar? Bütün bunlar Suriye’nin parçalanması için mi? Siz dış güçler
diyebilirsiniz. Her şeyi dış güçlere bağlamayalım Diplomaside dost ülke veya
kişisel çıkarlar olmaz. Ülke çıkarları vardır. Bu coğrafya da düşmanı düşmana
kırdırmak tutmaz. Hele kızdıkları Osmanlı adını kullanarak geliştirdiğiniz Yeni
Osmanlı akımına kesinlikle ifrit oluyorlar. Yukarıda değinilen para örtülü
ödenekten verilmiş olabilir mi? Orasını bilemem fakat son on yıldaki artışı
inceleyip siz karar verin. Sıfır sorun sıfır komşu oldu. Coğrafyanın düşmanı
olduk.
Yıllara göre örtülü ödenek harcamaları ise
şöyle:
2003: 103 milyon 12 bin 740 TL
2004: 107 milyon 375 bin 284 TL
2005: 84 milyon 88 bin 668 TL
2006: 207 milyon 646 bin TL
2007: 262 milyon 286 bin 521 TL
2008: 290 milyon 981 bin 700 TL
2009 :341 milyon 971 bin 042 TL
2010: 383 milyon 170 bin 247 TL
2011: 391 milyon 682 bin 533 TL
2012: 694 milyon 229 bin 493 TL
2003: 103 milyon 12 bin 740 TL
2004: 107 milyon 375 bin 284 TL
2005: 84 milyon 88 bin 668 TL
2006: 207 milyon 646 bin TL
2007: 262 milyon 286 bin 521 TL
2008: 290 milyon 981 bin 700 TL
2009 :341 milyon 971 bin 042 TL
2010: 383 milyon 170 bin 247 TL
2011: 391 milyon 682 bin 533 TL
2012: 694 milyon 229 bin 493 TL
(Kaynak: www. aktif
haber.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder