Orhan Kemal’i Yaşamak ve Dinlemek
Bu gün tarihi yaşadık dersem abartmış olmam. Edebiyatımızın değerli ustası Orhan Kemal’i oğlu Işık Öğütçü’den dinledik ve Orhan Kemal müzesini gezerek Orhan Kemal’i yaşadık. Yaşadığımız bu anların fotoğraflarını sizlerle paylaşarak sizlere de yaşatmak istedik. Orhan Kemal söyleşimizi haziran sayısında sizlerle paylaşacağız. Haberde İstanbul olarak çok teşekkür ederiz Sayın Işık Öğütçü.
Orhan Kemal’in asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. 1914 de Adana’da doğmuştur.Babası Abdülkadir Kemali bey ilk meclisin Kastamonu milletvekilidir ve üç gün bakanlık yapar çıkardığı siyasi Ahali gazeteden dolayı görevden alınır ve Suriye’ye kaçmak zorunda kalınır.
Resim: 1 Ahali gazetesi ve Nazım Ustanın çizdiği Abdülkadir Kemali Bey’in potresi
Bu sebepten dolayı orta öğretimine yarıda bırakır. Bir kaç yıl sonra Türkiye’ye döner ve işçilik ve katiplik yapar ve 1937 de Milli mensucat fabrikasında çalışan Nuriye hanımla evlenir.
Resim:2 Milli Mensucat fabrikasından bir tuğla. Resim: 3 Nuriye hanımla evlilik cüzdanı
1938’de Niğde’de askerlik yaparken “Maksim Gorki ve Nazım Hikmet kitapları okumak”, “yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik” suçundan 5 yıl hapis cezasına mahkum edildi. 1940’ta, Bursa Cezaevi’nde tanıştığı Nazım Hikmet’in toplumcu görüşlerinden etkilendi; kendisinden Fransızca, felsefe ve siyaset dersleri aldı. Orhan Kemal’i şiir yerine roman ve öykü yazmaya teşvik eden de Nazım Hikmet oldu.
Resim:4 Mahkeme tutanağı Resim:5 Bursa ceza evi ve Nazım Hikmet
Resim:6 Cemile romanına konu olan eşi Nuriye Öğütçü Resim: 6 Kullandığı Radyosu
Resim: 7 Pikap ve Roman çalışması
Resim: 8 Eskici ve Oğullaru’nın ilk baskısı
Resim:9 Bu karede bizden tarihin içinden günümüze Işık ÖĞÜTÇÜ, Türkan KEBECİ, Dinazorus Bülent ALTINTOPRAK, Nuri ŞAHİN
Siz de Orhan Kemal’i yaşamak isterseniz Cihangirde ki Orhan Kemal Müzesini ziyaret edin bizden söylemesi. Keyifli Söyleşi İkbal Kahvesinde devam etti.
Sn.Türkan Kebeci...
YanıtlaSilAşağıdaki alıntı size mi ait? Bir başkası da var aynı isimde.
O nedenle tereddüt ettim... saygılar.
Evet, her sanat dalı siyaseti yapısında barındırır. Sanat ve siyaset hayatta baktığımız penceremizdir.Her sanat dalı düşünce ürünü olduğuna göre sanatta siyaset olmak zorunda. Sanat siyasetten beslenir fakat siyasetin sanattan beslendiğini söyleyemeyiz. Beslenmiş olsaydı siyasetin durumu bu noktada olmazdı. Her düşünce kendi edebiyatını yada sanatını oluşturmamalı. Sanatın evrensel dili ile işlenen her siyasi düşünceye dayalı eser gerekli değeri görmesi gerekir. Düşüncemizin zıttı olan bir edebiyat eserini sanat çizgisi ölçüsünde eleştirmek gerekir.O zaman objektif bir yaklaşım sergilemiş oluruz. Yani Sezarın hakkı Sezara teslim edilmeli. Objektif bakamadığımız için her düşünce kendi sanat kitlesini yarattı ve sanatçılar da bu kitlede tutunmak için olduklarından fazla siyasi düşünceyi uç noktalarda vurgu yaparak kitleleri karşı karşıya getirme olgusuna düşmemeleri gerekir. Eleştiri siyasi düşünce bazında değil sanat bazında olmalıdır.'' Türkan Kebeci
Evet, Kemal bey bu yazı bana aittir. Benim yazım.
YanıtlaSil