GÜNDEM
Son günlerde ki açıklamalar toplumu yeteri kadar oyaladı. Malum
kürtaj ve sezaryen çıkışları. Çoğunluk bu açıklamalara destek vermektedir.
Destek verenlerin gerekçeleri;
1. 2030
yıllarda genç nüfusun azalacağından dolayı bu açıklamayı haklı bulmaktadır.
2 Cenin canlı kabul edildiği için yaşama hakkı
olduğundan bu hakkın ondan alınmaması gerektiği.
İlk açıklama mantıklı görünmektedir. Fakat
doğruların arkasından da yanlışlar gelebilir. Bu yasaklama toplumda yasal
olmayan durumları meşrulaştıracaktır. Tecavüz olayları, kadına yönelik şiddet
olayları, töre adı altında yaşanan cinsel istismarlar da artışlar. Zaten son
yıllarda bu olaylar da bariz bir şekilde artış var. En önemlisi kadının doğurma hakkının elinden
alınmasına yönelik olan bu uygulamayı sadece nüfusun artışı için haklı bulunamaz.
Devlet yasal olmayan doğumlar sonucunda, doğan çocuklara bakacağını söylemekte.
Sadece şunu hatırlatmak isterim yuvalarda ve ıslah evlerinde çocuklara yönelik
şiddet, dayak ve cinsel istismarların yapıldığını hepimiz basından ama az ama
çok duymaktayız. Bu koşullarda çocuğuna sahip çıkamayan bir uygulamanın o zaman
çıkabileceğini düşünmüyorum. Bu koşullarda yetişen, anne baba sevgisi olmadan, sevgisiz,
güvensiz, ruhsal sorunları olan bireylerin arttığı bir toplumu neler bekler.
Hırsızlık, gasp, adam öldürme, tecavüz, tiner ve uyuşturucu bağımlılığı,
intiharlar gibi en belirginlerini hemen sıralayabiliriz. Yani mutsuz, huzursuz ve sağlıksız bir toplum
bizi beklemektedir.
Bu günlerde İstanbul emniyet teşkilatı, pankartlar asarak halkımızı bilgilendirmeye
çalışmakta, pankartlarda ana tema, anne ve babaların çocuklara yeterli sevgi ve
ilgiyi verirse suça meyilin azalacağı yönünde. Bu uygulamanın alt yapıları
hazırlandı mı? Yeterli sayıda bina, sevgilerini verebilecek öğretmen, rehber
öğretmenler, psikolog ve yöneticilerimiz var mı? Zemini hazırlanmadan
yapılan bu uygulama, sağlıksız yetişen çocuklarımızı terörün kucağına
itecektir. Güvensiz ve sevgisiz yetiştiklerinden, kendilerini değersiz
gördükleri ve görüldükleri için, terör örgütlerinde kendilerini değerli
hissedecekler ve kendilerinden istenen her şeyi seve seve yapacaklardır. Canlı
bomba olayları gibi, beklentileri
olmayan insanların kaybedecek bir şeyleri olmaz, kaybedecek bir şeyleri olmayan
insanların ölüm korkuları olmaz.
İkinci açıklama için hem dini hem tıp
açısından incelenmelidir.
Hepsinden önemlisi bu kadar önemli sosyal problemlere
çözüm bulacak olan sorumlu bakanlıkların çalışmadığının göstergesidir. Başbakan
demeden bakanlıkların çözüm üretmesinin mümkün olmadığını da öğrenmiş olduk. Açıklamaların yeri ve zamanı değil basın, halk
herkes bu konuya kilitlendi. Amerikan
askerleri füze kalkanı için Malatya ya geldi, başbakan Birleşmiş milletlerine
herkesin tahammül sınırı olduğunu ve BM ne zaman Suriye müdahale edeceğini, bizim tahammül sınırımızın dolduğunun
çıkışını yapması, Uludere olayının sarpa sarması, 4+4+4 önümüzde ki dönemde
uygulama belirsizlikleri gibi olayların üstü örtüldü, ülke kürtaja kilitlendi. Böyle
bir olayı yaşayan hiçbir kadın doğacak olan çocuğa bakma istese bile ilk önce
aile, mahalle ve toplumun o anneye ve çocuğa nasıl bir yafta yapıştıracağını
biliyorsunuz. O çocuğu doğursanız bile,
çocuğa her bakışta yaşadığı olayı hatırlayacağı için hem kendini hem de çocuk
için işkence olacaktır. Kadınlar üzerinden gündem oluşturmak yerine, tecavüz
olayların, şiddetin temelindeki nedenlere çözüm bulmayı deneyin. İmam nikahlı
ikinci evlilikler, çocuk yaşta evlendirmeler, töre olayları, namus cinayetler
vb.
Tabii kürtaj bazı olayları örtmek için
toplumu başka kulvarlara yönlendirmek olduğu için, buda türban gibi havada
kalacaktır….
Türkan Kebeci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder