1 Haziran 2012 Cuma




GÜNDEM
Son günlerde ki açıklamalar toplumu yeteri kadar oyaladı. Malum kürtaj ve sezaryen çıkışları. Çoğunluk bu açıklamalara destek vermektedir. 
Destek verenlerin gerekçeleri;
1.    2030 yıllarda genç nüfusun azalacağından dolayı bu açıklamayı haklı bulmaktadır.
2      Cenin canlı kabul edildiği için yaşama hakkı olduğundan bu hakkın ondan alınmaması gerektiği.

İlk açıklama mantıklı görünmektedir. Fakat doğruların arkasından da yanlışlar gelebilir. Bu yasaklama toplumda yasal olmayan durumları meşrulaştıracaktır. Tecavüz olayları, kadına yönelik şiddet olayları, töre adı altında yaşanan cinsel istismarlar da artışlar. Zaten son yıllarda bu olaylar da bariz bir şekilde artış var.  En önemlisi kadının doğurma hakkının elinden alınmasına yönelik olan bu uygulamayı sadece nüfusun artışı için haklı bulunamaz. Devlet yasal olmayan doğumlar sonucunda, doğan çocuklara bakacağını söylemekte. Sadece şunu hatırlatmak isterim yuvalarda ve ıslah evlerinde çocuklara yönelik şiddet, dayak ve cinsel istismarların yapıldığını hepimiz basından ama az ama çok duymaktayız. Bu koşullarda çocuğuna sahip çıkamayan bir uygulamanın o zaman çıkabileceğini düşünmüyorum. Bu koşullarda yetişen, anne baba sevgisi olmadan, sevgisiz, güvensiz, ruhsal sorunları olan bireylerin arttığı bir toplumu neler bekler. Hırsızlık, gasp, adam öldürme, tecavüz, tiner ve uyuşturucu bağımlılığı, intiharlar gibi en belirginlerini hemen sıralayabiliriz.  Yani mutsuz, huzursuz ve sağlıksız bir toplum bizi beklemektedir.
Bu günlerde İstanbul emniyet teşkilatı,  pankartlar asarak halkımızı bilgilendirmeye çalışmakta, pankartlarda ana tema, anne ve babaların çocuklara yeterli sevgi ve ilgiyi verirse suça meyilin azalacağı yönünde. Bu uygulamanın alt yapıları hazırlandı mı? Yeterli sayıda bina, sevgilerini verebilecek öğretmen, rehber öğretmenler,  psikolog  ve  yöneticilerimiz var mı? Zemini hazırlanmadan yapılan bu uygulama, sağlıksız yetişen çocuklarımızı terörün kucağına itecektir. Güvensiz ve sevgisiz yetiştiklerinden, kendilerini değersiz gördükleri ve görüldükleri için, terör örgütlerinde kendilerini değerli hissedecekler ve kendilerinden istenen her şeyi seve seve yapacaklardır. Canlı bomba olayları gibi,  beklentileri olmayan insanların kaybedecek bir şeyleri olmaz, kaybedecek bir şeyleri olmayan insanların ölüm korkuları  olmaz.

İkinci açıklama için hem dini hem tıp açısından incelenmelidir.
Hepsinden önemlisi bu kadar önemli sosyal problemlere çözüm bulacak olan sorumlu bakanlıkların çalışmadığının göstergesidir. Başbakan demeden bakanlıkların çözüm üretmesinin mümkün olmadığını da öğrenmiş olduk.  Açıklamaların yeri ve zamanı değil basın, halk herkes bu konuya kilitlendi.  Amerikan askerleri füze kalkanı için Malatya ya geldi, başbakan Birleşmiş milletlerine herkesin tahammül sınırı olduğunu ve BM ne zaman Suriye müdahale edeceğini,  bizim tahammül sınırımızın dolduğunun çıkışını yapması, Uludere olayının sarpa sarması, 4+4+4 önümüzde ki dönemde uygulama belirsizlikleri gibi olayların üstü örtüldü, ülke kürtaja kilitlendi. Böyle bir olayı yaşayan hiçbir kadın doğacak olan çocuğa bakma istese bile ilk önce aile, mahalle ve toplumun o anneye ve çocuğa nasıl bir yafta yapıştıracağını biliyorsunuz.  O çocuğu doğursanız bile, çocuğa her bakışta yaşadığı olayı hatırlayacağı için hem kendini hem de çocuk için işkence olacaktır. Kadınlar üzerinden gündem oluşturmak yerine, tecavüz olayların, şiddetin temelindeki nedenlere çözüm bulmayı deneyin. İmam nikahlı ikinci evlilikler, çocuk yaşta evlendirmeler, töre olayları, namus cinayetler vb.

Tabii kürtaj bazı olayları örtmek için toplumu başka kulvarlara yönlendirmek olduğu için, buda türban gibi havada kalacaktır….


Türkan Kebeci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder