Bu yolun sonu karanlık. Karanlıkları aydınlığa çıkarmanın her zaman bir
yolu vardır. Sadece bir parça düşünmek gerekir. Halkı oluşturan bireylerin
çıkar ve menfaatlerini bir köşeye bırakarak kim olduklarını, nereden geldiklerini ve nereye gittiklerini
düşünmeleri gerekir. Sadece bir parça
düşünce diyorum. Düşünelim on iki yıldır verilen sözleri, uygulamaları, şu anda
olanları ve olacakları. En önemlisi çocuklarımızdan aldığımız emanete zarar
vermeden teslim edebilecek miyiz?
Rakamsal değerleri vererek olayları bilimsel bir
noktaya getirmek istemiyorum. Sadece birkaç olayı sıraladıktan sonra yorumu ve
düşünmeyi size bırakacağım.
1. Özellikle
Urfa dahil olmak üzere Güneydoğu bölgesinde yabancılara toprak satışında artış
var.
2. Hatay
da yabancılara toprak satışı % 40-50’lere ulaştı.
3. Her
il için yabancılara toprak satışı %10 iken, ülke geneli olarak değiştirildi.
4. Kıbrıs
da oynan oyunlar hat safhaya ulaştı. İki millet kavramı kaldırılarak, azınlık
Türk kavramı getirilmekte. Hükümet tarafından işgalci olarak gösterilen Türk
askeri çekiliyor. Yani garantörlük haklarından vazgeçiyor. İngiliz ve Amerikan
üsleri kalıyor. Hatay Rumlara sorgusuz bir şekilde teslim edildi. Liman ve hava
alanları Rumların kullanımına açıldı. Akdeniz de petrol ve doğal gaz aranmasına
devam ediliyor.,
5. Ekonomi
alarm vermekte, üretim tamamen
bitirilerek ithalat ta ki hızlı artış.
6. Dolarda
ki yükseliş ve ekonomi notunun düşürülmesi.
7. BDP
eş başkanı Demirtaş istenilen uzlaşma olmaz ise pkk’nın sınır dışında
beklediğini çatışmaya hazır olduğunu her fırsatta vurguluyor.
İşte size rakamsız örnekler. Bu olaylara bakarak her
şeyin yolunda gittiğini söyleyebilir misiniz? Unutmayın hırsızlıklara hiç değinmedim.
Bilirim ki haksız elde edilen kazancın dinimizde yeri yoktur.
14 Şubatları, modayı, güncel filmleri ya da sıradan
ilişkilerinizi, eşinizi dostunuzu çekiştirmeyi bir köşeye bırakın lütfen.
Basitçe bilimsellikten uzak olarak yazmaya çalıştığım şu maddeler bile
düşünmeniz için yeterli değil mi?
Aklıma gelmişken şunu da bahsetmeden geçemeyeceğim.
Zaten son zamanlarda Dış işleri bakanımız sürekli Osmanlı oğulları ile bir
araya gelmesi beni huylandırmıştı. Ne zaman bunun altından bir çapan oğlu
çıkacak diye beklemekteydim. Öylede oldu. Milliyette yayınlanan habere göre
Abdülhamit varisleri İstanbul’un bir bölümünü istemekteler. Ortada Dışişleri
başkanı ile fotoğrafları sırıtarak poz veriyorlar.
Soruyorum ey halkım, emanet aldığınız toprakları
çocuklarınıza bırakabilecek misiniz? Bırakabileceğinizi düşünüyorsanız oyalanın
güncel olaylarla. Umarım siz haklı çıkarsınız. Ben hüsrana uğramaya razıyım.
Düşündükten sonra beni yargıla, haksız bulursan ona da
eyvallah derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder